Thursday 1 December 2011

ne yapacağım

ne yapacağımı bilemiyorum.
bu kadar hayat dışında olmak, yaşamayı istememek ve ümit edememek.. çok zor geliyor. bu psikoloji sadece durumun zorluğundan mı yoksa artık sürekli hale gelen sorunların beni hep aynı olumsuzluklara alıştırıp olumlu düşünce kaynaklarımı tüketmesinden mi bu kadar ağır? artık umutla bakıp hayatı bu da geçer, ne olacak ki herşey zamanla düzelir" diyemiyorum.
daha çok bol bol ağlamak, hayatın kötülüğüne yanıp kendime acıdığım uzun kırılma anlarını yaşıyorum. bunlar iran daki şii'lerin yaptığı kendini zincirlerle dövme seansları gibi mi acaba? garip bir zevk mi var arkasında. artık mutluluk bekleşimin bitmesi ile acıya mı atladım??
bu kadar da karamsar olmaya gerek var mı ki...
bilemiyorum.
ve kararlardan hangisi doğru hangisi yanlış nasıl tepki vermeliyim ne demeliyim onu da bilmiyorum.
işi bıraktı diye üzülüp, artık buna bana tekrar yapmamalısın demek mi doğru yoksa evet hastasin ve iyileşmek için buna ihtiyacın var anlıyorum mu demek. ama iyileşmek için attığı bu adımın doğru olduğuna da inanmıyorum ki.
evet buna da inanmıyorum.
bu ortama bir de çocuk getirmek istemek de benim bencilliğim. hayata beni bağlayacak ve yeniden güzelliklerin kapısını ancak o açacak gibi geliyor bana.
ama bu bencillik neyse ki cevap bulmuyor. o da olmuyor. iyi ya da kötü demek mümkün mü? değil tabii. evrenin bizim için hazırladığı senaryoyu ve her sahnenin neye hizmet ettiğini bilmek ne kadar mümkün?? allah sadece umut adında ucsuz bucaksız bir deniz vermiş bize. her zaman bizi serinletecek suları oluyor. bazen kuraklaşıyor dünyamız ama kalan umudumuzla serinliyoruz. hep biraz umudumuz kalıyor.

Thursday 24 November 2011

işi bırakmış-istifa 2

yine işini bıraktı.
ve bıraktıktan günler sonra bana söyledi.

Thursday 3 November 2011

istediklerimiz

kadınlar kulübünde bir topic var, istedikleriniz diye...
evet istediklerimizi dünyaya iletmeye ne çok ihtiyacımız var.
dilek ağaçlarıyla,
dualarla,
bloglarla,
eskiden mektuplarla,
sabah programlarıyla...



istediklerimizi dileklerimizi olsun diye gece yatarken dua ettklerimizi dünyaya iletiyoruz...
evet Allah ım isteklerimiz ve dileklerimizle biz hep yakarış ve talepteyiz. ama sistem böyle çalışıyor değil mi :) kurulum bu şekilde yapılmış.

ben de istiyorum. off ne çok istiyorum...
her gün her gece, sabah kapıdan çıkarken dua ediyorum. olsun artık değil mi Allah ım?? ne olur olsun.

Sunday 23 October 2011

yeni bir blog ve çekiliş: all about skincare blog

Bu blogu önceden görmediğime inanamıyorum. makyak-kozmetik blogları çok, ama sadece cilt bakımıyla ilgili bir türkçe blog görmemiştim. Bu konuda en fazla yazıyı pembe peluş da gördüm..

cilt bakımı ile ilgili gerçek bilgiler içeren postları var. herkese tavsiye ederim !!

All about skincare bu ay içinde bir de çekiliş düzenliyor Buradan çekili detaylarına ulaşabilirsiniz. harika bir hediye seti hazırlamış. 300 üncü izleyiciye ulaşınca çekiliş yapacakmış haberiniz olsun.

çekiliş postu çin tık tık

Thursday 20 October 2011

ek

ölmek istediğimi söylemiş miydim?
evet ölmek istiyorum. artık zamanı geldi sanırım. ölmek istiyorum. benim daha fazla dayanacak gücüm yok. ölmek istiyorum.

ne olacak

biraz önce aşkıma berbat bir mail attım. onun beni üzmesi üzerine ben de onu üzdüm sanırım. artık sabredemiyorum. artık aynı şeyleri yeniden yaşamak istemiyorum.
hiçbirşey düzelmeyecek
hiçbirşey düzelmeyecek
hiçbirşey düzelmeyecek
hiçbirşey düzelmeyecek
hiçbirşey düzelmeyecek
hiçbirşey düzelmeyecek

sanırım artık bitti...

Tuesday 18 October 2011

bizi öldüren

cymbalta
rexapin
lustral
aurorix

en çok cymbalta
sonra rexapin

depakin de var.
hepsi
bizi öldüren. hala yaşarken amaçsız bırakan. yaşama ümidi ve normal olma ümidini silen.
bizi yaşarken öldüren...

bunları veren doktorlar , sizi unutmuyorum. hep aklımdasınız. hayatımı öldürdüğünüz için. hiç unutmuyorum sizi.