ne yapacağımı bilemiyorum.
bu kadar hayat dışında olmak, yaşamayı istememek ve ümit edememek.. çok zor geliyor. bu psikoloji sadece durumun zorluğundan mı yoksa artık sürekli hale gelen sorunların beni hep aynı olumsuzluklara alıştırıp olumlu düşünce kaynaklarımı tüketmesinden mi bu kadar ağır? artık umutla bakıp hayatı bu da geçer, ne olacak ki herşey zamanla düzelir" diyemiyorum.
daha çok bol bol ağlamak, hayatın kötülüğüne yanıp kendime acıdığım uzun kırılma anlarını yaşıyorum. bunlar iran daki şii'lerin yaptığı kendini zincirlerle dövme seansları gibi mi acaba? garip bir zevk mi var arkasında. artık mutluluk bekleşimin bitmesi ile acıya mı atladım??
bu kadar da karamsar olmaya gerek var mı ki...
bilemiyorum.
ve kararlardan hangisi doğru hangisi yanlış nasıl tepki vermeliyim ne demeliyim onu da bilmiyorum.
işi bıraktı diye üzülüp, artık buna bana tekrar yapmamalısın demek mi doğru yoksa evet hastasin ve iyileşmek için buna ihtiyacın var anlıyorum mu demek. ama iyileşmek için attığı bu adımın doğru olduğuna da inanmıyorum ki.
evet buna da inanmıyorum.
bu ortama bir de çocuk getirmek istemek de benim bencilliğim. hayata beni bağlayacak ve yeniden güzelliklerin kapısını ancak o açacak gibi geliyor bana.
ama bu bencillik neyse ki cevap bulmuyor. o da olmuyor. iyi ya da kötü demek mümkün mü? değil tabii. evrenin bizim için hazırladığı senaryoyu ve her sahnenin neye hizmet ettiğini bilmek ne kadar mümkün?? allah sadece umut adında ucsuz bucaksız bir deniz vermiş bize. her zaman bizi serinletecek suları oluyor. bazen kuraklaşıyor dünyamız ama kalan umudumuzla serinliyoruz. hep biraz umudumuz kalıyor.
Seeing Skincare Differently
1 month ago